Ağız, diş ve çene cerrahisi; ağızda bulunan dudak, yanak, tükürük bezi ve dil gibi tüm yumuşak dokuları, çene ve çene kemiklerini kapsayan tüm hastalıkların tedavisi üzerine uzmanlaşmış tıbbi birimdir. Ortognatik cerrahi olarak da adlandırılan bu branş, yalnızca ortodonti yöntemleri ile çözülemeyen sorunlar için devreye girer. Kimi zaman lokal anestezi kimi zaman ise sedasyon altında uygulanan ağız, diş ve çene cerrahisinde yöntem hastanın durumuna göre kişisel olarak planlanır. Adana Özel Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Primedent, ‘Adana’da en iyi çene cerrahi doktoru, ağız, diş ve çene cerrahisi ile diş hekimliği farkı, ağız diş, çene cerrahisi neye bakar’ gibi soruların sıkça sorulduğu bu günlerde ağız, diş ve çene cerrahisi ile ilgili tüm merak edilenleri sizler için anlattı.
Ağız diş ve çene cerrahisi, ağızla ilişkili tüm hastalıkların, yaralanmaların veya kusurların tedavisini gerçekleştiren tıbbi birimdir. Diş tedavilerine bedensel veya zihinsel bazı sorunlardan ötürü uyum gösteremeyen, operasyon korkusu yaşayan veya iletişim sorunları yaşanan hastalar genel anestezi ile tedavi edilebilir. Ağız Diş ve Çene cerrahisi uygulamalarını sıralamamız gerekirse:
Ağız diş ve çene cerrahisi çok sayıda klinik uygulamayı barındıran bir branştır. Branş kapsamında verilen hizmetler ise;
Ağız boşluğu içerisinde bulunan dil, damak, dudak ve yanak gibi yumuşak dokuların ve dişler, kemikler gibi sert dokuların her türlü hastalığının tanı ve cerrahi tedavisini gerçekleştiren, bunu gerektiğinde lokal anestezi gerektiğindeyse sedasyon veya genel anestezi altında uygulayan tıbbi birimdir.
Yirmi yaş dişleri veya genel adıyla yirmilik dişler diş dizisinin en arka kısmında bulunan üçüncü büyük azı dişlerimizdir. Bu dişler yirmili yaşlarda sürmeye başlarlar ve genellikle sürme pozisyonundaki sapmalardan, kemik yoğunluğundan ya da çenedeki yer darlığından çıkmakta zorlanırlar. Bu da çoğu zaman çene kemiği içerisinde gömülü halde kalmalarına neden olur.
Hayır. Ağızda tamamen çıkmış haldeki 20’lik dişler kolaylıkla temizlenebilir bir vaziyetteyse ve herhangi bir çürük söz konusu değilse çekilmesine de gerek yoktur. Fakat diş ipi ve diş fırçası ile temizlenmesi mümkün olmayan, çürüğü ise tedavi edilemeyecek bir duruma gelen 20 yaş dişleri çekilmelidir.
Hayır, 20’lik dişleri olmayan insanlarda da çapraşıklık olabilir. Tüm dişlerimiz öne doğru hareket etme eğiliminde olduğu için kesici dişler arasındaki temas uyumsuzluğu çapraşıklığa sebep olur. Gerektiği taktirde diş hekimi kararı ile çekilebilir.
Cerrahi diş çekiminin ardından durmayan kanama, ağrılı kızarıklık, yüksek ateş ve kötü koku gibi şikâyetler yaşanıyorsa ve operasyonun ardından 4-5 gün geçmesine karşın tükürükle karışık kan, şişlik ve ağız açmada zorlanma gibi durumlar devam ediyorsa geç kalmadan doktorunuza başvurmanız gerekir.
Dişlerin kök ucunda meydana gelen kistler henüz başlangıç evresindeyse dişin çekilmesine gerek kalmaksızın tedavi edilebilir. Bunun için dişlere ilk olarak kanal tedavisi ve ardından da lokal anesteziyle kök ucuna cerrahi girişimde bulunularak sorun giderilir. Bu sayede dişin uzun süreler boyunca kullanılması sağlanır.
Her hasta için olmasa bile kimi hastalarda protezden önce cerrahi bir hazırlık gerekebilir. İlk olarak uzun süre önce dişlerini kaybeden hastalarda ağızda protezin oturabileceği bir kemik alan bulunmayabilir. Bazı durumlarda da eski protez ağızda vuruk veya doku düzensizlikleri yaratmış olabilir. Bu yüzden bunlar düzeltilmeden sağlıklı bir ölçü almak veya uygun protezi yapmak mümkün değildir. Dolayısıyla önce bu sorunların düzeltilmesi gerekir.
Ağız cerrahisi ameliyathane ortamında steril koşullar altında uzman cerrahlar tarafından gerçekleştirilmelidir. Genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilen cerrahi müdahalelerde kimi zaman narkoz kimi zaman da sedasyon (uyutularak) yöntemi de uygulanmaktadır.